T. C. MİMar sinan güzel sanatlar üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ tarih anabiLİm dali ortaçAĞ tariHİ programi


Download 3.07 Mb.
Pdf ko'rish
bet4/39
Sana17.02.2017
Hajmi3.07 Mb.
#666
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   39

II.1.i. Nikonovskaya Letopisy 

 

 

Rahip Nikon’dan adını alan Nikonovskaya Letopisy XVI. yüzyılın ikinci 



yarısında kaleme alınmış ve başlangıçtan 1559 yılına kadarki olayları içermektedir. 

İlk kez 1762 yılında yayınlanan bu kronik daha sonra birçok kez daha 

yayınlanmıştır.

57

 Tezimizde Rus tarihçisi A. Koşelev’in  Moskova’da 2000’de 



yayınladığı kroniği

58

 kullandık. 



 

 

II.2. Duhovnıye i Dogovornıye Gramotı Velikih i Udelynıgh Gramot XIV-XVI 

Vekov  (XIV-XVI Yüzyıllarda  Büyük ve Bölgesel Knezlerin Vasiyetnameleri ve 

Aralarındaki Anlaşmalar)  

 

XIV-XVI. yüzyıllara ait Rus knezlerinin vasiyetnameleri ve knezler arasında 

imzalanan anlaşmalar, özellikle Altın Orda dönemi Rus tarihi açısından son derece 

büyük önem arz etmektedir. Yarlıklar hariç Altın Orda kaynaklarının günümüze 

ulaşmaması, söz konusu vasiyetnameler ile anlaşmaların önemini artırmaktadır. Bu 

kaynaklar sadece Rus knezlikleri arasındaki ilişkileri değil, Altın Orda-Rus ilişkileri 

hakkında da bilgi vermektedirler. Moskova’nın güçlenmesi ve diğer knezlikler 

sayesinde topraklarını genişletme politikasını ayrıntılı  işleyen bu belgelerde ayrıca 

Rusların Altın Orda’ya vergi ödemelerine, bu vergilerin toplanma düzeni ve  

                                                 

55

 PSRL, Novgorodskiye Letopisi, I, Yayına haz. A. İ. Çepkov, İzdatelystvo Aleksandriya Yayınları, 



Ryazan 2002, s. I-XIV.  

56

PSRL, Novgorodskiye Letopisi, I-II, Yayına haz. A. İ. Çepkov, İzdatelystvo Aleksandriya Yayınları, 

Ryazan 2002. 

57

 PSRL, IX, Nikonovskaya Letopisy, Yazıki Russkoy İstoriyi Yayınları, Moskova 2000, s. V-X.  



58

 PSRL, IX, Nikonovskaya Letopisy, Yazıki Russkoy İstoriyi Yayınları, Moskova 2000, s. V-X.  

 

17

miktarına,



59

 knezler arasında hanlara vergi ödeme konusundaki düşünce

60

 ve 


anlaşmalara,

61

 yam vergisi



62

 ve hanın elçilerinin masraflarının üstlenmesine,

63

 Rus 


topraklarının Altın Ordalılar tarafından ele geçirilmesi ya da tahrip edilmesi ile ilgili 

kaygılara,

64

 Altın Orda hanları da dâhil olmak üzere düşman saldırılarına karşı 



ortaklaşa hareket edilmesine,

65

 Altın Orda ile sorunların yaşanmaması gerektiğine,



66

 

sadece Moskova Knezi’nin Altın Orda ile ilişkiler kurma hakkına sahip olmasına



67

 

dair bilgiler mevcuttur.  



 

Çentralynıy Gosudarstvennıy Arhiv Drevnih Aktov (Eski Belgeler Merkezî 

Devlet Arşivi)’da korunan bu anlaşmalar birçok kez yayınlanmıştır.

68

 Tezimizde S. 



V. Bahruşin ile L. V. Çerepnin’in ortaklaşa yayınladıkları redaksiyonu

69

 kullandık.  



 

 

II.1.k. Kazanskaya İstoriya (Kazan Tarihi) 

 

 XVI. 


yüzyılın en önemeli Rus kaynaklarından biridir. 1564-65 yıllarında 

yazıldığı ileri sürülen tarihî hikâye şeklindeki Kazanskaya İstoriya, Kazan’ın Ruslar 

tarafından ele geçirilmesini konu almakla birlikte Altın Orda’nın yıkılışı, Kazan 

                                                 

59

 DDG, Yayına haz. S. V. Bahruşin-L. V. Çerepnin, Moskova-Leningrad 1950, No. 11, s. 31; No.12, 



s. 35-36; No. 13, s. 38; No. 16, s. 44; No. 17, s. 48-49; No. 20, s. s. 56; No. 29, s. 74; No. 66, s. 215; 

No. 72, s. 254, 256-257, 262, 265, 267; No. 73, s. 270, 272, 274-275; No. 81, s. 313-321; No. 82, s. 

325-328.  

60

 Özellikle Dmitriy Donskoy döneminden itibaren bu belgelerde hana vegi ödemelerin sona 



erdirilmesi yönündeki ümitlerle ilgili satırlar yer almaktadır. Bkz. DDG, No. 11, s. 31; No. 12, s. 36; 

No. 13, s. 38; No. 16, s. 44; No. 17, s. 49; No. 19, s. 54; No. 20, s. 56; No. 21, s. 59; No. 22, s. 61; No. 

24, s. 64, 66; No. 27, s. 71; No. 30, s. 76-77; No. 33, s. 85; No. 34, s. 88; No. 35, s. 90, 93, 96, 99; No. 

45, s. 131, 134, 137, 139; No. 48, s. 147; No. 56, s. 171, 174; No. 58, s. 182, 185; No. 61, s. 197; No. 

66, s. 215.  

61

 Örneğin anlaşmalarda bazı knezlerin hana vergilerini ödemek için diğer knezlerden borç 



aldıklarından bahsedilmektedir. Bkz. DDG, No. 11, s. 31. 

62

 DDG, No. 24, s. 64, 66; No. 27, s. 71; No. 30, s. 76, 79.  



63

 DDG, No. 13, s. 38; No. 19, s. 53-54; No. 33, s. 85; No. 44, s. 128.  

64

 DDG, No. 1, s. 8, 10; No. 4, s. 15-16, 18.  



65

 DDG, No. 13, s. 37; No. 15, s. 41; No. 19, s. 52; No. 33, s. 84; No. 34, s. 87; N.o 37, s. 105; No. 38, 

s. 107; No. 47, s. 142; No. 47, s. 142; No. 59, s. 186; No. 63, s. 202; No. 76, s. 283, 287.  

66

 Özellikle Moskova knezleri bu hususa dikkat çekmişlerdir. Bkz. DDG, No. 19, s. 53; No. 33, s. 84; 



No. 47, s. 142.  

67

 DDG, No. 27, s. 70; No. 30, s. 76; No. 35, s. 90, 93, 96, 98; No. 36, s. 101, 104; No. 38, s. 108, 111, 



113, 116; No. 41, s. 122; No. 42, s. 124; No. 44, s. 127 vs.  

68

 Duhovnıye i Dogovornıye Gramotı Knyazey Velikih i Udelynıh, ed. S. V. Bahruşin, Moskova 1909; 



Russkiye Feodalynıye Arhivı XIV-XV Vekov, ed. L. V. Çerepnin, Moskova-Leningrad 1948.  

69

 DDG, Yayına haz. S. V. Bahruşin-L. V. Çerepnin, Moskova-Leningrad 1950.  



 

18

Hanlığı’nın kuruluşu ve bu dönemdeki Altın Orda-Rus ilişkilerine dair bilgiler de 



içermektedir. Yazarı bilinmemekle birlikte, metinden IV. İvan’ın koyu taraftarı 

olduğu anlaşılmaktadır. Kazanskaya İstoriya’yı araştıran tarihçiler, bu kaynağın 

dönemin olaylarını tam yansıtmadığını, çok sayıda yanlışların olduğunu ve bundan 

dolayı bu kaynağın dikkatli kullanılması gerektiğini belirtmişlerdir.

70

 Çok sayıda 



nüshası bulunan Kazanskaya İstoriya ilk kez 1791 yılında yayınlanmıştır. 

Çalışmamızda G. N. Moiseyeva’nın 1954’te yayınladığı nüshayı kullandık.

71

  

 



 

III. Moğol Kaynakları 

 

 

III. 1. Manghol-un Niuça Tobça’an (Moğolların Gizli Tarihi) 

 

Manghol-un Niuça Tobça’an,



72

  Moğollar hakkında efsanevî menşeden 

başlayarak Ögedey’in zamanına kadarki en eski bilgileri içeren eserdir. Eseri yazan 

malûm değildir, ancak 1240 yılında tamamlandığı tahmin edilmektedir. Manghol-un 

Niuça Tobça’an’ın adı çeşitli tefsirlere uğramıştır. Çin naşirleri, bu tabiri eseri 

yazanın adı sanmışlarsa da, önce Japon tarihçisi Naka, sonra da P. Pelliot bunun 

Moğolca başlık olduğunu tesbit etmişlerdir.  Moğolların Gizli Tarihi, kendinden 

sonra meydana gelen birçok Moğolca eserin yazılışında kaynak olarak kullanılmıştır. 

Eserden özellikle Moğol istilâsının anlatıldığı birinci bölümde faydalandık. 

 

III.2. Altan Tobçi 



 

 Bir 


başka Moğol kroniği olan Altan Tobçi’nin yazılış tarihi bilinmemektedir. 

Ancak günümüze kadar ulaşan nüshanın 1604 yılında yazıldığı tahmin edilmektedir. 

                                                 

70

 V. V. Velyaminov-Zernov, İssledovaniye o Kasimovskih Tsaryah i Tsarevitsah, S. Petersburg 1863, 



s. 6; G. Z. Kunçeviç, İstoriya o Kazanskom Çarstve, S. Petersburg 1905, s. 201.  

71

 Kazanskaya İstoriya, Yayına haz. G. N. Moiseyeva, Akademiya Nauk SSSR Yayınları, Moskova-



Leningrad 1954.  

72

 Manghol-un Niuça Tobça’an (Moğolların Gizli Tarihi), Çev. Ahmet Temir, TTK, Ankara 1995. 



 

19

Eserin dört nüshası bulunmaktadır. Genel olarak eser Moğolların Gizli Tarihi ile 



benzerlik içermektedir.

73

 Çalışmamızda Eserin Rusça çevirisini kullandık.



74

 

 



 

IV. Arap Kaynakları 

 

 Altın Orda ile Mısır Memlüklerinin özellikle İlhanlılara karşı bir ittifak 

oluşturmalarından dolayı, iki ülke arasındaki ilişkiler siyasî, ekonomik, ticarî ve 

kültürel alanlarda gelişmiştir.

75

 Bundan dolayıdır ki Arap kaynakları, Altın Orda ile 



ilgili ayrıntılı bilgiler içermektedir. W. Tiesenhausen bu kaynakların hepsini 

tarayarak Altın Orda tarihi ile ilgili tüm bölümlerin Arapça metnini ve Rusça 

tercümelerini neşretmiştir.

76

 Bu çalışma daha sonra Türkçeye de tercüme 



edilmiştir.

77

 



  

 

IV.1. İbnu’l-Esîr 

 

 

İbnu’l-Esîr



78

  (İzzeddin Ebu’l-Hasan ‘Alî el-Cezerî) 1160’ta doğmuş, 1233 

tarihinde Musul’da ölmüştür. Müellif uzun müddet Musul Atabeği Nureddin Arslan 

Şâh’ın hizmetinde bulunmuş, son senelerinde telif çalışmalarında bulunmuştur.  

Moğollara dair yazdıklarının bir kısmını vakalara şahit olanlardan dinleyerek 

yazmıştır. El-Kâmil adlı eseri

79

 1230/31 senesine kadar olan vakaları naklettiği için 



çalışmamızda daha çok Moğol istilâsı, Kıpçaklar ve Altın Orda’yı ilgilendiren genel 

konularla ilgili bilgilerden faydalandık. 

                                                 

73

 Manghol-un Niuça Tobça’an (Moğolların Gizli Tarihi), s. XII-XIII.  



74

 Altan Tobçi, Pamyatniki Pismennosti Vostoka, çev. N. P. Şastina, Nauka Yayınları, Moskova 1973.  

75

 Altın Orda-Mısır ilişkileri için bkz. S. Zakirov,  Diplomatiçeskiye Otnoşeniya Zolotoy Ordı s 



Egiptom v XII-XIV vv., Nauka Yayınları, Moskova 1966. 

76

 W. Tiesenhausen, Sbornik Materialov, Otnosyaşihsya k İstoriyi Zolotoy Ordı, I, İzvleçeniya iz 



Arabskih Soçineniy, Moskova 1884.  

77

 W. Tiesenhausen, Altın Ordu Devleti Tarihine Ait Metinler I, Çev. İ. Hakkı İzmirli, İstanbul 1941. 



78

 Hayatı hakkında bkz. R. Şeşen, Müslümanlarda Tarih-Cografya Yazıcılığı, İstanbul 1998, s. 137-

138; A. Özaydın, “İbnü’l-Esîr”, DİA, XXI, s. 26-27. 

79

 İbnu’l-Esîr, el-Kâmil, W. Tiesenhausen, Altın Ordu Devleti Tarihine Ait Metinler I, Çev. İ. Hakkı 



İzmirli, İstanbul 1941, s. 1-109. 

 

20

 



IV.2. İbnu’l-‘Abduzzahir 

 

İbnu’l-‘Abduzzahir



80

 (Kadı Muhiddin ‘Abdu’l-Fadlullâh)  1293’te Mısır’da 

72 yaşında ölmüştür. Mısır Sultanı Baybars’ın kâtibi idi. Kâtiplik hizmetinden dolayı 

o dönemin siyasî işlerinde bulunmuştur. Altın Orda ile Mısır’ın münasebetlerini 

yakından bilen İbnu’l-‘Abduzzahir’in Siretu’l-Melik ez-Zahir isimli eseri

81

 vardır. Bu 



eserdeki Altın Orda’ya dair bilgileri, Ruknu’d-dîn Baybars, Nuveyrî, ‘Aynî gibi 

sonraki müverrihler hep bu eserden almışlardır. Altın Orda-Rus ilişkileri ile ilgili 

doğrudan bilgiler içermese de, tezimizde eserdeki dolaylı bilgilerden istifade ettik.  

 

 



IV. 3. İbn Vâsilî Hamevî 

 

İbn Vâsilî Hamevî



82

 (Cemâlu’d-dîn Ebû Abdullâh Muhammed b. Sâlim) 

1297 senesinde Hama’da kadı iken vefat etmiştir.  Muferricul-kurub adlı eserinin

83

 



büyük bir kısmı İbnu’l-‘Abduzzahir’in verdiği malûmatın tekrarıdır.  

 

 



IV.4. Ruknu’d-dîn Baybars 

 

Ruknu’d-dîn Baybars



84

  (el-Mansûrî el-Devâdâr el-Hatâlî, öl. 1325) asker 

olarak yetişmiş, Sultan Kalavun ile savaşlara katılmış ve el-Melik en-Nâsir’in üçüncü 

hükümdarlığı zamanında saltanat nâibliğine kadar yükselmiştir.  Zubdetu’l-fikre fî 

ta’rîhi’l-hicre isimli muhtasar bir İslâm vekâyinamesi vardır. Eser Tarih-i Baybars

85

 

                                                 

80

 Hayatı ve eserleri hakkında bkz. Asri Çubukçu, “İbn Abdüzzâhir”, DİA, XIX, s. 289-291.  



81

 İbnu’l-‘Abduzzahir,  Siretu’l-melik ez-Zahir, Tiesenhausen, I, s. 110-147. 

82

 Hayatı ve eserleri hakkında bkz. Cengiz Tomar, “İbn Vâsıl”, DİA, XX, s. 439-440.  



83

 İbn Vâsilî Hamevî, Muferricu’l-kurub, Tiesenhausen, I, s. 148-157. 

84

 Hayatı ve eserleri hakkında bkz. R. Şeşen, Müslümanlarda Tarih-Cografya Yazıcılığı, s. 176-177; 



Asri Çubukçu, “Baybars”, DİA, V, s. 220-221.  

85

 Baybars, Baybars Tarihi II, Çev. Şerefüddin Yaltkaya, İstanbul Maarif Matbası 1941; Baybars, 



Baybars Tarihi, Tiesenhausen, I, s. 158-237. 

 

21

olarak bilinmektedir. Baybars’ın eserinden de Altın Orda-Rus ilişkilerini etkileyen 



Altın Orda’daki gelişmeleri anlatırken istifade ettik.  

IV. 5. Nuveyrî 

 

Nuveyrî



86

  (Şihâbu’d-dîn Ahmet b. Abdu’l-Vahhâb b. el-Bekrî el-Kindî eş-

Şâfi‘î, öl. 1332) aslen Mısırlı bir aileye mensup olup, el-Melik en-Nâsir’in hizmetine 

girmiş ve Memlûk Devleti’nde çeşitli vazifelerde bulunmuştur. Müellifin Nihâyetu’l-

ereb fî funûni’l-edeb

87

 ismini taşıyan eseri ansiklopedik bir eser niteliğindedir. 



Nuveyrî, eserini 1331 yılında tamamlayarak Melik en-Nâsir’e ithaf etmiştir. 

Nuveyrî’nin eseri, Altın Orda-Rus ilişkileri hakkında sınırlı da olsa bilgi 

vermektedirler.  

 

 



IV.6. ‘Alemeddîn Birzalî 

 

‘Alemeddîn Birzalî



88

  (öl. 1339) Eşbilye(Sevil)’de doğmuş,  şarkta 

seyahatlarda bulunmuş,  Şam’ın birçok medresesinde müderrislik yapmıştır.  Târîh-i 



Birzalî

89

 adlı eserinde Moğolların Ruslar ile savaşmaları ve Berke Han’ın Hülâgü 



üzerine yaptığı seferleri anlatmaktadır. 

 

 



IV.7. El-Mufaddal 

 

El-Mufaddal’ın  en-Nehcu’s-sedid  adlı eser



90

 Mekin b. Amid’in (öl. 672) 

maruf tarihinin zeyli olup 658-741 yıllarını ihtiva etmektedir. Bu eserde Moğollara 

dair bahisler kısmen Ebu Şâme’den,  İbnu’l-Şeddud’dan ve İbnu’l-‘Abduzzahir’den 

alınmıştır ki, müellif bazı yerlerde bunu açıkça beyan etmektedir.  

 

                                                 



86

 Hayatı ve eserleri hakında bkz. Kratchkowsky, “Nüveyrî”, İA, IX, s. 374-375. 

87

 Nuveyrî, Nihayetu’l-ereb fî funûni’l-edeb, Tiesenhausen, I, s. 243-313.  



88

 Hayatı ve eserleri hakkında bkz. Ali Yardım, “Birzâlî”, DİA, VI, s. 216.  

89

 Birzalî, Târîh-i Birzalî, Tiesenhausen, I, s. 314-319. 



90

 el-Mufaddal, en-Nehcu’s-sedid, Tiesenhausen, I, s. 320-349. 



 

22

 



 

IV.8. Ez-Zehebî 

 

Ez-Zehebî



91

  (Şemsu’d-dîn Ebû Abdullâh Muhammed b. Ahmet b. Osman 

ed-Dimaşkî, öl. 1348) aslen Meyyâfarikîn’lidir. Uzun süre Dimaşk’ta müderrislik 

yapmıştır. Müellifin Târîhu’l-İslâm isimli eseri

92

 1300 tarihine kadar olan olayları 



içermektedir.  

 

IV.9. El-‘Omerî 



 

El-‘Omerî,

93

  (Şîhâbu’d-dîn Ebû’l-‘Abbâs Ahmet, öl. 749) Mısır Sultanı 



Melik en-Nâsir’ın yanında kâtiplik yapmıştır. Eserinin adı  Mesâliku’l-ebsâr fî 

memâliki’l-emsâr’dır.

94

 Altın Orda ile ilgili başlıca malûmatı, oraya siyasî ve ticarî 



işler ile gidip gelenlerden sorarak elde etmiştir. Bundan dolayı da verdiği bilgiler son 

derece önemlidir. Kısa da olsa Altın Orda-Rus ilişkileri hakkında da bilgi 

vermektedir. 

 

IV.10. El-‘Aynî 

 

El-‘Aynî


95

 (Bedru’d-dîn Ebû Senâ Mahmûd b. Ahmet b. Mûsâ, öl. 1451) 

tarafından kaleme alınan ‘Ikdu’l-cumân

96

 hilkatten 1446 tarihine kadar gelmektedir. 



Çalışmamızda daha çok Altın Orda ile ilgili verdiği bilgilerden istifade ettik.  

 

IV.11.  İbn Kesîr 

 

                                                 



91

 Hayatı ve eserleri hakkında bkz. İ. Kafesoğlu, “Ortaçağın Türk Asıllı Tarihçileri, II (Zehebî)”, TKA

I/2, Ankara 1964, s. 191-196. 

92

 Ez-Zehebî, Târîhu’l-İslam, Tiesenhausen, I, s. 350-360. 



93

 Hayatı ve eserleri hakkına bkz. R. Şeşen, Müslümanlarda Tarih-Cografya Yazıcılığı, s. 189-191. 

94

 el-‘Omerî, Mesâliku’l-ebsâr fî memâliki’l-emsâr, Tiesenhausen, I, s. 361-414. 



95

 Hayatı ve eserleri hakkında bkz. R. Şeşen, Müslümanlarda Tarih-Cografya Yazıcılığı, s. 217-218;  

O. Koçkuzu, “Aynî”, DİA, IV, s. 271-272. 

96

 el-‘Aynî, Ikdu’l-cumân Asru selâtîn, I, neşr. Mahmûd Muhammed Emîn, Kahire 1987. 



 

23

İbn Kesîr’in



97

 (İsmâ‘îl b. Ömer, öl. 774/1373) el-Bidâye ve’n-Nihâye ismini 

taşıyan eseri hilkatten 1357 yılına kadar gelmekte ve genel bilgiler içermektedir. Eser 

Türkçeye de tercüme edilmiştir.

98

 

V. Farsça Kaynaklar 



 

 Altın Orda ile İlhanlı devletlerini, hükümdarlarının Çengiz soyundan gelmesi 

dolayısıyla iki kardeş ülke olarak adlandırmak mümkünse de, Kafkasya toprakları 

için giriştikleri mücadele, bir asırdan fazla sürmüştür.

99

 Bundan dolayı dönemin 



Farsça müellifleri çalışmalarında Altın Orda’ya dair bilgilere de yer vermişlerdir. Her 

ne kadar bu bilgiler daha çok Altın Orda-İlhanlı münasebetleri ile ilgili olsa da, 

tezimizle ilgili bazı önemli noktaları da içermektedir. W. Tiesenhausen, Farsça 

kaynakların hepsini tarayarak Altın Orda tarihi ile ilgili tüm bölümlerin Rusça 

tercümelerini yapmış, ancak yayınlatmaya ömrü yetmemiştir. Bu eser daha sonra A. 

A. Romaskeviç ve S. L. Volin tarafından yayınlanmıştır.

100

  

 



 

V.1. Alâ’u’d-dîn Ata Melik el-Cuveynî 

 

 

1226 doğumlu ‘Alâ’u’d-dîn Ata Melik el-Cuveynî

101

 Moğol Devleti’nde üst 



düzey görevlerde bulunmuştur. Yaklaşık 15 yıl Moğollar tarafından bütün İran, 

Gürcistan, Anadolu ve diğer ülkeleri yönetmek için tayin edilmiş olan Emîr Argun 

Aka’nın yazışmalarını yapmış, Hülâgü’nün İran’a girmesinden sonra onun en gözde 

kâtiplerinden olmuş ve ondan sonra da oğulları Abâkâ ve Ahmet tarafından 

Bağdad’ın ve bütün Arap Irakı’nın yöneticiliğine tayin edilmiş ve bu görevde 24 yıl 

                                                 

97

 Hayatı ve eserleri hakkına bkz. R. Şeşen, Müslümanlarda Tarih-Cografya Yazıcılığı, s. 196-198. 



98

  İbn-Kesîr,  el-Bidâye ve’n-Nihâye, Büyük İslam Tarihi, Çev. Mehmet Keskin, Çağrı Yayınları, 

İstanbul 1995. 

99

 Altın Orda-İlhanlı mücadelesi için bkz. İ. Kamalov, Moğolların Kafkasya Politikası, Kaknüs 



Yayınları, İstanbul 2003.  

100


 W. Tiesenhausen, Sbornik Materialov, Otnosyaşihsya k İstoriyi Zolotoy Ordı, I, İzvleçeniya iz 

Persidskih Soçineniy, Moskova 1941.  

101


 Hayatı ve eserleri hakkında bkz. Z. V. Togan, Tarihte Usûl, İstanbul 1981, s. 194; Orhan Bilgin, 

“Cüveynî”, DİA, VIII, s. 140-141. 



 

24

kalmıştır. Bundan dolayı da Tarih-i Cihângüşâ



102

  adlı eserinde anlattığı olayların 

çoğunu kendi gözleriyle görmüş ve onlara şahit olmuştur. Üç ciltten oluşan 



Cihângüşâ’nın birinci cildi Moğol örf ve âdetlerini, Çengiz Yasası, Çengiz Han’ın 

ortaya çıkışını ve Uygur ülkelerini fethedişini anlatır.  İkinci cilt daha çok 

Hârezmşahlar tarihiyle ilgili olup, üçüncü cilt te Mengü Kağan (1249-1260)’ın tahta 

geçiş töreni ve taç giyme şenlikleriyle başlayıp onun saltanatını anlatmaktadır. 

Tezimizde serin Türkçe çevirisini kullandık.   

 

V.2. Reşîdu’d-dîn Fazlullâh el-Hemedânî 



 

Reşîdu’d-dîn Fazlullâh el-Hemedânî

103

 (b. ‘İmâdu’d-Devle Ebû’l-Hayır b. 



‘Alî, öl. 1318) tarafından kaleme alınan Câmi‘u’t-tevârîh, Moğol tarihinin en önemli 

kaynaklarından biridir. 1248 tarihinde Hemedân’da doğan müellif gençliğinde tıp 

ilmi tahsil etmiş, Gâzân Han devrinde vezîrlik makamına getirilmiştir. Ancak 

1318’de Olcâytû’yu zehirlemekle itham edilerek yargılanmış ve suçlu bulunarak 

idam edilmiştir. Câmi‘u’t-tevârîh üç ayrı kısımdan oluşan umumî bir tarih eseridir. 

Eserin birinci kısmı, Gâzân Han’ın emriyle kaleme alınan ve Türk ve Moğol tarihinin 

anlatıldığı  Târîh-i Mubârek-i Gâzânî’dir.  İkinci kısım, müellifin kendi zamanına 

kadar umumî bir dünya tarihidir. Üçüncü ve son kısım ise, hiç kaleme alınamayan, 

ya da kaleme alındığı hâlde bize ulaşmayan coğrafyadır.  Câmi‘u’t-tevârîh, Gâzân 

Han’ın 1304 tarihindeki vefatıyla son bulmaktadır. Reşîdu’d-dîn, hadiseleri, Gâzân 

Han’ın çevresinde bulunan ve olaylara görgü şahidi bir devlet adamı  sıfatıyla 

anlatmaktadır. Müellif, İlhanlı arşivlerinden de mesleği gereği istifade etmiştir. Biz 

araştırmamızda eserin Bakü neşri ve Rusça tercümesinden

104


 istifade ettik. 

 

 



V.3. Vassâf 

                                                 

102

 ‘Alâ’u’d-dîn Ata Melik el-Cuveynî, Tarih-i Cihângüşâ, Çev. Mürsel Öztürk, T. C. Kültür 



Bakanlığı Yayınları, Ankara 1998. 

103


 Reşîdu’d-dîn’in hayatı ve eserleri için bkz. R. Şeşen, Müslümanlarda Tarih-Coğrafya Yazıcılığı, s. 

234-237; K. Jahn, “Cihan Tarihçisi Olarak Reşîdu’d-dîn”,  İTED, III/3-4, İstanbul 1966, s. 227-236; 

M. Şemseddin Günaltay, İslam’da Tarih ve Müverrihler, İstanbul 1924, s. 266-308. 

104


 Reşîdu’d-dîn Fazlullâh, Câmi‘u’t-tevârîh, III, neşr. ‘Abdu’l-Kerîm ‘Alî-oglı ‘Ali-zâde, Bakü 1957. 

 

25


Download 3.07 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   39




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©fayllar.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling